Anlaşma

Doğduğumuz andan itibaren tüm yaşamımızı anlaşmalar yaparak geçiririz. İlk yaptığımız anlaşmalar ise kendimizle yaptıklarımızdır. Başımıza gelen olayları “iyi-kötü”, “doğru-yanlış” vb. şekilde sınıflandırırız ve her yaşanmışlığın ardından kendimizle bir sonuç çıkartırız. Örneğin; annesinin başı ağrırken söylediği şarkı yüzünden azarlanan küçük bir kız çocuğu kendisiyle “benim sesim kötü bu yüzden artık şarkı söylemeyeceğim” şeklinde bir anlaşma yapabilir.

Hem kendimizle hem başkalarıyla yaptığımız anlaşmaların başarıya ulaşmasının sırrı ise hem kalple hem de zihinle yapılmış olmaları. Kalbimizle zihnimizin farklı şeyler söylediği her durum karşısında hissettiğimiz sıkıntı, stres ve kararsızlık anlaşmaların akıbetini etkiliyor. Oyumuzu kalbimizden yana kullanmadığımız anlaşmaların ise bir tarafı hep eksik kalıyor.

Kararsızlığın olduğu yerde yapılan anlaşmalar sadece anlık oluyor. Peki kararlı olmak kolay mı? Hadi kararlı ol değince kararlı olabiliyor mu insan? Tabi ki hayır. Geçmişte belki de tamamını bilinçsizce yaptığımız anlaşmalar bizi bugün kararsız kılıyor. O zaman çözüm gene geçmişe bir göz atmakta. Hayatınızda en kararlı olduğunuz anı düşünün. Üstünüzde ne vardı, neredeydiniz, hava nasıldı, yüzünüzde nasıl bir ifade vardı, ne hissediyordunuz. Şimdi o anda biraz kalın. Gözleriniz kapalı kendinizi hatırlayın. Sadece hatırlayın ve kalbinize bakın. Bazen hayat önümüze o kadar çok bariyer koyar ki arkasında kalanları görmek zorlaşır. Geçmişte yazdıklarınızı okumak kendinizi hatırlamanın en güçlü yoludur. Bazen aylar öncesinde yazdığınız cümleler sizi bugün içinde bulunduğunuz kararsızlıktan çıkmak için ışık olur çünkü aslında yaptığınız şey sadece aynanın karşısına geçmektir. Gördüğümüz şey kendi duygularımız, kendi hayallerimiz, kendi sözlerimizdir. Size gerçekte nasıl biri olduğunuzu sizden başka kim söyleyebilir ki?

Hayatlar değişir, öncelikler değişir, hayaller değişir, anlaşmalar bozulur ya da şartları değişir. Ancak asla bozulmaması gereken tek anlaşma kendi kalbinizle yaptığınız anlaşmadır. Masada sonuna kadar savunmanız gereken tek anlaşma masaya yüreğinizi koyduğunuz anlaşmadır. "Sonuna kadar gitmek" üstüne olan Rağmenci misiniz Saydıcı mı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.