Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Kötü Yöneticinin El Kitabı – 3

Bir önceki yazıda kötü yöneticilerin korkutarak motive etme davranışlarından bahsetmiş ve bunun çalışanlar üzerinde ciddi bir stres yarattığını belirtmiştik.

Stres basitçe organizmanın tehdit duygusu ya da acı oluşturan olaylara karşı kendi dengesini kurabilmek için verdiği normal bir fiziksel cevaptır.

Finans ve İlaç sektörü başta olmak üzere bir çok sektörde insanlar yoğun bir stres altında çalışıyor. Modern yaşam zorluklar, çatışmalar, talepler ve yetiştirilmesi gereken görevlerle doludur. Stres pek çok kişi için artık yaşamın olağan bir parçası haline gelmiştir. Dozunda stres, her zaman kötü değildir; aksine baskı altındayken yapabileceğimizin en iyisini yapmamız yönünde bizi motive de edebilir. Ama sürekli acil modunda yaşıyorsak bedenimiz ve zihnimiz bunun bedelini ödeyecektir.

Stresi yaşadığımız an beynin hipotalamus bölgesi uyarılır vücudumuzda adrenalin salgılayarak “savaş veya kaç” sistemini çalıştırmaya başlar. Bu sistemin çalışmasıyla birlikte vücut üreme, sindirim ve bağışıklık sistemlerini kapatarak tüm enerjiyi savaşmaya veya kaçmaya ayırır. Kısacası gün içinde stresi her yaşadığınızda bağışıklık sisteminiz çalışmayı bırakır. Bu yüzden yoğun stres beraberinde bir çok hastalığı getirir. Uzun süre yaşanılan stres sonucu da kronik stres ve anksiyete bozukluğu oluşmaya başlar. Anksiyete halk arasında kaygı bozukluğu diye bilinir ve korku, gerilim, sıkıntı halidir. Egzema, saç dökülmesi, kısırlık, kalp krizi, libido düşüklüğü, hafıza problemleri, ülser ve daha bir çok hastalık aşırı stres ile beraber gelir.

Dış kaynaklı stresi yönetmeye olayları kişisel alglılamayarak başlamalıyız. Yöneticiniz, siz ve aranızdaki ilişkiyi birbirinden ayırarak aranızdaki ilişkiyi üçüncü bir varlık gibi düşünerek negatif söylem davranışların hepsinin şahsımıza değil o ilişkiye yapıldığını fark etmek gerekiyor.

Stres ve anskiyete ile başa çıkmanın harika bir örneğini vermek istiyorum. Nazi kamplarında 4 yıl tutsak olarak yaşamış ve tüm ailesini kaybeden Nöroloji ve Psikiyatri profesörü Victor Frankl; “Bir durumu değiştirmeye muktedir olmadığımızda kendimizi değiştirerek meydan okuyabiliriz” demiştir. Şirketinizi, yöneticinizi, hayatınızı değiştiremiyorsanız işe kendinizi değiştirmeye başlamalısınız.

Comments