Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Gerçekliği Yaşamak

Gerçeği algılamaktan çok oluşturduğumuz şeklindeki anlayışıyla felsefede devrim yapan Immanuel Kant’ın asıl vurgulamak istediği aslında beyinlerimizin bize oyun oynadığı ve bugünkü gerçekleri geçmişimizin izleri ile oluşturduğumuz olabilir mi?

Schopenhauer bir kitabında öznel deneyimlerimizin nesnel gözlemlerimizi kirletmesine izin vermememiz gerektiğini yazmıştı. Yani yaşanmışlıklarımızın gözümüzün önünde duran gerçekleri olduğundan farklı şekilde algılamamıza engel olmaması gerektiğine vurgu yapıyordu.

Gerçek karşısındaki güçsüzlüğümüzü deneyimlediğim bu günlerde bir şeyi daha fark ettim: insanların oldukları gibi olmalarına izin vermek olmadıkları şeyi kabul etmekten iyidir. Çünkü hayatımıza giren insanlara, özellikle de çok sevdiklerimize aslında sahip olmadıkları sıfatlar yükleme eğilimindeyiz. Kendi sevgi dilinizi konuşmasını beklediğiniz insanlar farklı dilde konuşunca anlaşamıyoruz. Gerçeği algılamaktansa oluşturduğumuz için mutsuz oluyoruz. Sessizliğe ve karanlığa sığınmak her zaman kolayımıza geliyor.

Gerçeği oluşturmak için enerji harcarken gerçeği algılamayı atladığımız durumlarla karşılaşıyoruz. Tek alternatifi varmış gibi gelen bir çok olay yaşıyoruz. Suits dizisindeki avukat “kafana silah dayanmışken bile en az 146 tane alternatifin vardır” derken aslında çok haklı.

Geçmişin yükünü taşımayan kişi özgürdür çünkü bu kişi aynı zamanda gerçeği algılamayı da öğrenmiştir. Gerçekleri kucaklamak bazen zor ve acılı olur ama zaten kimse bize özgürlüğün bedeli olmadığını söylememişti değil mi?

Dünden getirdiğimiz olumsuz duygular bugünün gerçekliğini algılamamıza engel olduğunda ilacımız sevgiden başka bir şey değil. Sevgiyi almak peşinde değil vermek peşinde koştuğumuz sürece yaşamın gerçeklikleri tüm çıplaklığı ile önümüze serilecek. Gerçek sevgiyi hissettiğinizde ise geri kalan tüm acı ve kederler anlamsızlaşacak.

Comments